Talihsiz Serüvenler Dizisi!
Harry Potter'a bir rakip daha geldi. İşte karşınızda Baudelaire kardeşler. Esrarengiz bir yazarın, üç küçük kardeşin maceralarından yola çıkarak yazdığı 13 kitaplık soluk kesici bir seri. Öksüz kalan üç kardeş kendilerine kalan mirası alabilmek için bir kaç yıl daha beklemek zorundadırlar. Peki bu bekleme süresi boyunca neler mi oluyor?
Tabii ki kötü kalpli akrabalar bu mirası ele geçirebilmek için hain planlar yapmaya başlıyorlar, ancak üç kardeş parlak zekaları ve özel yetenekleri sayesinde bütün belalardan sıyrılıyorlar. Anne ve babalarının olmaması belki biraz Harry Potter'ı hatırlatıyor, ama bu kitapta ne büyüler var, ne de büyücüler. Bir kaç ortak özellik de yok değil. Evet, bir kere iki taraf da ailelerini kaybetmiş. Ayrıca onlar da kötü akrabalarının yanında zor günler geçiriyorlar, ölümcül düşmanları var, zor durumda kalınca kitaplardan yardım alıyorlar ve asla umutsuzluğa kapılmıyorlar. Ancak şu var ki Baudelaire kardeşler, Harry Potter kadar şanslı değiller. Birbirlerinden başka güvenebilecekleri hiç kimseleri yok, çok zor şartlar altında yaşıyorlar ve her macerada hayatlarını zor kurtarıyorlar.
Peki kim bu Baudelaire kardeşler?
En büyükleri olan Violet 14 yaşında ve çok yetenekli. Hatta gelmiş geçmiş en iyi mucitlerden biri bile denilebilir. Eğer saçlarını, gözüne girmesinler diye bir kurdeleyle sıkıca tutturmuşsa, anlayın ki süper bir icadın peşindedir. Bu olağanüstü yeteneğini, sürekli kendinin ve kardeşlerinin hayatını kurtarabilmek için harcaması tabii ki üzücü bir durum, ama eğer öyle olmasaydı, herhalde hikayeleri de bu kadar heyecan verici olmazdı.
Talihsiz Serüvenler Dizisi!12 yaşındaki Klaus ailenin tek erkeği. Gözlükleri ona çok zeki bir hava veriyor, gerçekten de fazlasıyla zeki, dahası tam bir kitap kurdu. Okuduğu hiç bir kitabı unutmayan Klaus'un bilmediği hiç bir şey yok ve bu özelliği onları pek çok tehlikeden kurtarıyor.
Sunny ise henüz bebek. Ama onun sadece bir bebek olduğunu düşünüp,onu önemsemeyecek düşmanların bilmedikleri bir şey var ki, o da Sunny'nin inanılmaz keskin olan dişleri. Diyebiliriz ki, herhalde dünyada onun kadar zeki, cesur ve becerikli bir başka bebek daha yoktur. Okuyunca hak vereceksiniz.
Gelelim kitaplara
Serinin ilk kitabı 'Kötü Günler Başlarken', büyük yangını ve kardeşlerin ailelerini kaybedişlerini anlatarak başlıyor. Bu yangında evleri de tamamen kül olmuştur ve Baudelaire kardeşler uzak bir akrabalarının yanında yaşamak zorundadırlar: Kont Olaf. Pek de iyi kalpli bir adam sayılamaz doğrusu. İstediği tek bir şey vardır, çocuklara ailelerinden kalan o büyük miras. Bunu elde edebilmek için Kont Olaf'ın yapmayacağı şey yoktur. Üstelik yalnız da değildir, ona yardım eden en az kendisi kadar korkunç dostları vardır. Ama Baudelaire kardeşler, zekaları sayesinde Kont'un şeytani planlarından kurtulmayı ve birbirinden trajik olayların üstesinden gelmeyi başarırlar.
İkinci Kitap olan 'Sürüngen Odası'nda ise Kont Olaf'tan kurtulan çocukların, yine uzak bir akraba olan dünyalar tatlısı Monty Amca'nın yanında yaşamaya başladıklarını görüyoruz. Monty Amca gerçek bir yılan uzmanıdır, ayrıca çok nefis hindistancevizli pasta yapmaktadır. Baudelaire kardeşler onunla çok mutlu günler geçirirler, ancak Monty Amca'ya eşlik ettikleri bir araştırma gezisinde talihsiz olaylar yine yakalarını bırakmaz ve Kont Olaf ile bir kez daha karşı karşıya gelmek zorunda kalırlar. Üstelik bu kez başa çıkmak zorunda oldukları bir de yılanlar vardır.
Esrarengiz bir yazar:
Kitabın yazarı Lemony Snicket en az kitabındaki karakterler kadar garip bir insan. Nerede doğduğunu, kaç yaşında olduğunu, nasıl yaşadığını hiç kimse bilmiyor. Bütün hayranları hep aynı soruyu soruyor: Neden hiç bir fotoğrafında yüzü görünmüyor? Neden kitaplarını yayınevine normal yollarla değil de casus yöntemleriyle ulaştırıyor? Korktuğu ya da gizlediği bir şeyler mi var? Örneğin, yayıncı, serinin üçüncü kitabına ulaşabilmek için, yazarın belirlediği bir kahveye gidip en uzun boylu garsondan bir fincan yasemin çayı istemek zorundaydı, ki garson, yayıncıya büyük bir zarf içinde Talihsiz Serüvenler Dizisi'nin 'Uçuruma Bakan Pencere' başlığını taşıyan üçüncü bölümünü getirebilsin. Tabii Snicket'ın düşmanları yayıncıdan önce davranıp bu önemli belgeyi ele geçirmemişse.
Talihsiz Serüvenler Dizisi!Şimdiye kadar hiç bir yerde fotoğrafı yayınlanmayan ve hiç kimseyle röportaj yapmayan bu ilginç yazar, sadece kimi zaman internet üzerinden sorulan sorulara en az kendisi kadar esrarengiz yanıtlar veriyor. Anlattığı öykünün gerçek olup olmadığını soran bir okuyucusunu, "Evet, en az benim gerçek olduğum kadar gerçek anlattıklarım da" diye cevaplıyor. "Peki siz gerçek misiniz?" sorusuna da, "Tabii ki öyleyim," diyor, "yoksa siz değil misiniz?"
Aynı zamanda becerikli bir dil ustası Snicket. Kitaplarında dili olağanüstü bir kıvraklıkla kullanıyor ve sürekli yeni kelimeler, yeni kavramlar öğretiyor. İddialara göre gençleri dil ve edebiyat konusunda biraz da eğitmek isteyen bir öğretmen olabilirmiş. Belki öy ledir ya da belki bir dil uzmanı. Kimbilir, belki de üç kardeşin gizemli bir şatoda yaşayan uzak bir akrabasıdır.